Code Pink Amerika’da kurulmuş, kadınlardan oluşan, sosyal değişim, toplumsal adalet ve barış için çalışmalar yapan aktivist bir grup. Adını ise Bush’un Anavatan Güvenlik Dairesi’nin hazırladığı renkli kodlardan oluşan terör tehdidi değerlendirme sisteminden almış. Halkın korkudan dudaklarını uçuklatma anlamında oldukça başarılı olan bu tabloya göre: Yeşil kodla belirlenmiş bölgeler güvenli sayılıyor, maviler koruma altında, sarılar belirgin bir tehdit altında. Turuncu bölgeler oldukça tehlikede ve kırmızı kodla belirlenmiş bölgeler ise felaket durumda. İşte Code Pink’çiler de buradan ilham alarak kendilerine Pembe Kod adını seçmişler. Eylemleri sırasında pembe eşarpları, kıyafetleriyle ayırt edilen bu topluluk dünyaya da yayılmış durumda. Şu anda 80 ayrı organizasyonları var. 10 bin kişiyi bir araya toplayıp Beyaz Saray’a yürüyecek güçleri de... Irak’ta, Ürdün’de ve İran’da da çalışmalarını sürdüren Code Pink’in kurucularından Jodie Evans da geçen ay Irak Dünya Mahkemesi’ndeydi. Dokuz yıl boyunca Zapatista’ların yanında yer alan, 30 yıldır insan hakları, hayvan hakları, çevre ve dünya barışı için mücadele eden Jodie Evans ile Ömer Madra kısa bir söyleşi yaptı.
Ömer Madra: Merhaba.
Jodie Evans: Merhaba
Ömer Madra: Code Pink’in burada bulunma sebebi nedir, ve sizce İstanbul’daki Irak Dünya Mahkemesi’nin önemi nedir?
Jodie Evans: Code Pink burada çünkü şu anda olabileceğiniz en önemli yerin burası olduğunu düşünüyorum. “Bir Sonraki Savaşı Şimdi Durdur” adlı kitabı yeni bitirdik. Amerika Birleşik Devletleri’ne ve Irak’ı istila ve işgal etmelerine karşı direnişimizde sürekli olarak daha etkili olmanın yollarını arıyoruz. Birleşik Devletler’de devam eden beş kampanyamız var, Bush’u hukuken sorgulamaya çalışıyoruz. Buraya olan bitene şahit olmak ve uluslararası toplum içinde daha güçlü ilişkiler kurmak amacıyla geldim. Çünkü yapmamız gereken şey küresel bir hareket. Aynı zamanda bu hukuki sorgulama kampanyası üzerinde çalışırken daha derinlemesine bilgi edinmeyi amaçlıyorum çünkü George Bush’u dava etmek için daha çok kanıta ihtiyaçları var.
Ömer Madra: Sizce Bush ve yandaşlarını yargılamak konusunda sizin ve bizlerin ne kadar şansımız var?
Jodie Evans: Bence epey şansımız var çünkü avukatlarımız bunu nasıl yapabileceğimizi, görevde olan bir başkanı kanunen tam olarak nasıl sorgulayacağımız konusunda sekiz ay süren bir araştırmayı henüz bitirdiler. Kanunlara göre, görevi devam eden bir başkanı ve etrafındaki kişileri sorgulayabiliyor muyuz?
Ve şimdi hukuken sorgulanmaları gerektiği yönünde kesinlikle kanıtlanmış kanıtlarımız var. Özellikle de üst üste gelen muhtıra belgeleriyle, Kongre’nin hiç olmadığı kadar hızlı hareket ettiğine şahit olduk. Hukuki süreci başlatıyoruz. Yani pencere açılmaya başlıyor ve gerçekten de hakim önüne çıkarırsak onu hukuken sorgulamamıza dahi gerek kalmayacak. Sadece bir yargılamanın süregeliyor olması bile yönetime muazzam bir darbe olacak.
Ömer Madra: Jodie Evans, bize katıldığınız için çok teşekkür ederiz.
Jodie Evans: Teşekkürler